Fatma KAYTEZ
Ankara’da bir marangoz atölyesi olarak kurulan Nurus, bugün Türkiye’nin öncü dünyanın tanınan profesyonel mobilya üreticilerinden biri haline geldi.
Markanın üçüncü kuşak yöneticisi Nurus Yönetim Kurulu Başkanı Güran Gökyay, 2024 yılı itibariyle 50’den fazla küresel noktada müşterilerine dokunduklarını kaydetti. Ürünlerde en önemli konunun kalıp yatırımlar olduğuna dikkat çeken Gökyay, “Bizim de bu anlamda sürekli devam eden bir yatırım sürecimiz var. Geçen sene 15 milyon Euro yatırım yaptık.
2024 yılında da 10 milyon Euro yatırım yapacağız” dedi. Geçen yılı da 46 milyon Euro ciro kapattıklarına işaret eden Gökyay, bu yıl ise yüzde 30 büyüme hedeflediklerini açıkladı. Güran Gökyay ile markanın kuruluş hikayesini, yatırımlarını ve hedeflerini konuştuk.
Nurus’un temeli nerede ne zaman atıldı? Dünden bugüne nasıl bir gelişimle geldi?
Nurus’un hikayesi, 1927 yılında Nurettin Usta tarafından bir marangoz atölyesi olarak Ankara’da kurulmasıyla başladı. Bir süre sonra ‘Nurettin Usta Mobilya Grubu’ adı altında hizmet vermeye başlayan markamız, 1980 yılından itibaren özel sektörden ve kamu sektöründen gelen taleplerin artması ile ofis mobilyaları üretiminde uzmanlaşma kararı aldı. Ofis mobilyası üretiminin gelişerek devam etmesi sonucunda 1983 yılında Nurus A.Ş. 1990 yılında Numaş A.Ş. ve 1991 yılında Nupa A.Ş. şirketleri kurularak gruba dahil edildi.
Bugün neredeyse Cumhuriyetle aynı yaşta bir marka olarak 96. yılımızı kutlarken, teknolojinin ve yenilikçi tasarımın birleştirildiği ürün yelpazemizle, geleneklerine bağlı ve sürdürülebilirlikten de ödün vermeden; Türkiye’nin öncü, dünyanın tanınan profesyonel mobilya üreticilerinden biri olduk. 2024 yılı itibariyle 50’den fazla küresel noktada müşterilerimize dokunuyoruz.
Nurus adı nereden geliyor?
Babamın babası Mehmet Gökyay, Türkiye’nin ilk cebir hocalarından biri. Lise müdürlüğü ve matematik öğretmenliği yapmış. O taraf Nevşehirli. Annemin babası Nurettin Usta, Harputlu. Dedem, Ermeni ustalardan marangozluğu öğreniyor, sonra Ankara’ya geliyorlar. Babam Ankara Hukuk okumuş, annem Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Ekonomi bölümü mezunu. Dedem Nurettin Usta, 1965’te vefat ettikten sonra mobilya işini devam ettirmeye karar veriyorlar. Artizanlık ile matematik birleşiyor. Hukukla maliye birleşiyor. Enteresan bir hikaye çıkıyor. Nurus markası ise Nurettin Nur’u ve Usta’nın Us’unu alarak oluşmuş.
Şu anda kaçıncı kuşak yöneticiler var?
Siz kaçıncı kuşak yöneticisiniz? Dedemiz Nurettin Usta’nın 1927’de bir marangoz atölyesinde hayat verdiği Nurus, ikinci kuşak olan babamız Akın Gökyay’ın önderliğinde, annemiz Birten Gökyay’ın da katkılarıyla kurumsallaşmaya başladı. Şirketin ofis mobilyaları konseptini üstlenmesi ve bu yapıdan öteye taşınması ise biz üçüncü kuşağa nasip oldu. Nurus’un üçüncü kuşak yöneticileri olarak bizler, Renan ve Güran Gökyay, şirketin dünya çapında tanınan uluslararası bir marka haline gelmesi ve dönüşmesine büyük emek verdik.
Siz şirkette ne zaman çalışmaya başladınız?
Hacettepe Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunuyum. 1982- 83 yıllarında okurken bilgisayar tarafını da öğrendim. Şanslıydım, öğrenci değişimi kapsamında yurtdışına çıktım. Kafamdaki süreç yönetiminin pratikte nasıl olacağını öğrendim. Organizasyonel yapı ve davranışı öğrendim. 1988 yılında şirkette çalışmaya başladım.
Nurus’un fabrikaları, kapasiteleri hakkında bilgi verir misiniz?
Nurus’un ilk modern fabrikasının temelini, Ankara’da 90’lı yıllarında başında attık. Aynı zamanda bir mühendislik firması olan Nurus’un şu anki fabrika kapasitesi 45 bin metrekareyi buldu. Yeni fabrika bina projemiz ile 55 bin metrekare alana yakın üretim yapmayı hedefliyoruz.
Bünyenizde kaç kişi çalışıyor?
Şu an yaklaşık 600 çalışanımız var. Biz kadın gücüne inanan bir firmayız. Mesela; yönetim kurulumuzun yüzde 60’ı kadınlardan oluşuyor. Nurus’ta tasarım ve mühendislik pozisyonlarının yüzde 70’i kadınlar tarafından yürütülüyor, AR-GE merkezinde çalışanların ise yüzde 43’ünü kadınlar oluşturuyor. Türkiye standartları için oldukça yüksek bir rakam ama yine de bu rakamları her geçen gün yükseltme hedefimiz var.
Sessiz çalışma odalarına talep yoğun
Ürün yelpazenizden bahseder misiniz? İnovatif olarak nitelendirdiğiniz hangi ürünleriniz var?
140 civarında ürün ailesi var. 190 bitiş malzemesi ile üretiliyor. Totalde 7.500 adet farklı ebatta ürün var diyebiliriz. Özellikle yenilikçi ve inovatif çalışma grubu ürünlerimizden olan, pek çok tasarım ve inovasyon ödülünün sahibi Me Too ve Mou çalışma koltuklarımız, Otto ayarlanabilir çalışma masamız ve Calma sessiz çalışma odamız, kişiselleştirilebilen ve ihtiyaca yönelik olarak tasarlanabilen ürünlere en güzel örnek olabilir. Nurus D Lab tarafından tasarlanan Me Too, Türkiye’nin ergonomi sertifikasına sahip ilk ve tek çalışma koltuğu olma özelliğini taşıyor.
Şu anda en çok hangi ürünleriniz tercih ediliyor?
Son dönemde şirketler ve çalışanlara tarafından en çok talep edilen şeylerden biri sessiz çalışma odaları. 30 desibele kadar sesi dışarıya ve içeriye vermeyen bu odalara, yurtiçinden ve yurtdışından talepler yüksek. Nurus İngiltere’de sessiz oda pazarında ilk üçte, hedef ise bu yıl ilk ikide yer almak.
En güçlü alanlarımızdan biri olan çalışma koltuklarında satış adedimiz 2023’te 110 bin adeti buldu, 2024 hedefi ise 200 bin adet. Özellikle ihracat pazarlarında kişiselleştirilebilen çalışma koltuklarına büyük talep var. Aslında inovatif ürün denince Calma’dan biraz daha bahsetmek isterim; günümüz çalışma alanlarında, kapalı, bir-iki kişilik odaların sayısı giderek azalırken açık ofisler daha da yaygınlaşıyor.
Çalışanların çoğunun odaklanmak için sessiz bir ortamı tercih ettiği artık bir sır değil. Calma X’i ses yalıtımı, hava akışı, yüksek akustik ve aydınlatma kalitesiyle çalışma alanından ayrılmadan; beyin fırtınalarının, bireysel çalışmaların, kişisel görüşmelerin, video konferansların, hızlı toplantıların ve takım çalışmalarının gerçekleştirilebileceği alanlar olarak tasarladık.
Yurtdışında şirket açmayı planlıyor
Biraz da ihracatınız hakkında bilgi verir misiniz?
Toplam ciromuzun yarısı ihracattan geliyor. İhracat biraz yurtdışındaki projelerle birlikte ilerliyor. Bu sene önemli projelerimizden biri de Kuveyt Havalimanı inşaatı oldu. Projeye özel tasarım ürünler göndereceğiz. Almanya, Hollanda, Belçika, İngiltere, Fransa, Yeni Zelanda, Avustralya’da akustik kabinlerde iyiyiz. Ofis çalışma koltuklarında Balkanlar, Orta Asya, Ortadoğu, Hindistan’da iyiyiz. Son dönemlerde Afrika öne çıkıyor. Şu anda Almanya’da kendi şirketimiz var ve yurt dışında şirket açmayı planladığımız başka ülkeler de mevcut.
Bu yılki kısa ve orta vadeli yatırımlarınızdan hedeflerinizden söz eder misiniz?
Ürünlerde en önemli konu, kalıp yatırımlarıdır. Bizim de bu anlamda sürekli devam eden bir yatırım sürecimiz var. Geçen sene 15 milyon Euro yatırım yaptık. 2024 yılında da 10 milyon Euro yatırım yapacağız. Yatırımlarımız yine Ankara’da olacak. Nurus kendi teknolojisini üreten bir şirket haline geldi. İsmimizi de 8 sene önce Nurus Teknoloji diye değiştirdik. Teknoloji üreten ve pazarlayan bir yapıya dönüştük. Geçen yılı, 46 milyon Euro ciro ile kapattık. Bu yıl yüzde 30 büyüme ile kapatmayı hedefliyoruz. Kârlılıkta da ciroda da büyüdük.
Gençleri destekleyen bir firmayız
Sektördeki kalifiye eleman konusuna değinen ve bu konuda yaptıkları çalışmaları anlatan Güran Gökyay, “Gençleri destekleyen bir teknoloji firması olarak Ankara’daki üretim alanımızda elektrik, matematik, fizik, inşaat mühendisi, kimyager, mimar ve farklı disiplinlerden gençleri yetiştiriyoruz. “El vermek” olarak adlandırdığımız bu kurumsal özelliğimiz sayesinde kuşaklar arası bilgi aktarımına katkıda bulunuyor ve gelişim, ilerleme, büyüme konularında sürdürülebilir bir yaklaşımı devam ettiriyoruz” dedi.
En önemli önceliklerimizden biri de e-ticaret
Önümüzdeki dönemde en önemli önceliklerinden birinin e-ticaret olacağını belirten Güran Gökyay, birkaç yıl içerisinde gelirlerinin yüzde 20-25’inin e-ticaretten gelmesini hedeflediklerini kaydetti. İçinde bulunduğumuz çağda tüketicinin en büyük taleplerinden birinin de özelleştirme olduğuna işaret eden Gökyay, tüketicinin kendi ihtiyaçlarını, zayıf ve güçlü taraflarını, önceliklerini anlayan buna uygun ürün sunan markalarla daha güçlü bir bağ kurduğunu söyledi. Gökyay, “Bizim için de tasarımlarımızda özelleştirebilme kasının en güçlü kaslardan biri olması her zaman çok önemli oldu. Mobilyayı kullanıcının günlük kullanımı, kişisel zevki, fiziksel özellikleri, sağlığı için en uygun hale getirmek de en büyük önceliklerimizin başında geliyor” dedi.
Enerjinin yüzde 80’inini solar enerjiden sağlıyoruz
Dünya gündeminin ve ekonominin en önemli konularının başında dijitalleşme ve yeşil ekonominin geldiğini söyleyen Güran Gökyay, Nurus’un her iki alanda da birçok çalışma yaptığını ifade etti. Gökyay, yaptıkları çalışmalarla ilgili şunları anlattı: “Enerjinin yüzde 80’ini solar enerjiden sağlıyoruz. Nurus’u bugün, yüzde 95 iç kaynak kullanan fabrikalarında, aynı kilometre kare içerisindeki sistemlerle ve aynı zamanda da enerjisini yeşilden sağlayarak, dünyada karbon ayak izi neredeyse olmayan; sadece ihracat malını yurt dışı pazarlara götürdüğü zaman karbon ayak izi çıkartan bir yapıya getirdik. İç pazarda da araçlarımızı giderek elektrikli araçlara doğru çevirmiş vaziyetteyiz. Dolayısıyla da orada da bir karbon izi yaratmamaya çaba sarf ediyoruz.”